Bu gün Şanlıurfa'ya ,tarihi yerleşim yeri Halfeti'ye doğru yola çıktık. (Tarihi geçmişini merak edenler için HALFETİ )
Yol üstünde Kelaynakları koruma bölgesine uğruyoruz. Çok narin kuşlar ,ürkmesinler diye yaklaşmıyoruz,gürültü yapmıyoruz hatta telefonlarımızı sessize alıyoruz.
İlginç bir şey öğrendik;bu kuşlar kel doğmuyorlar,ergenliğe erişince saçları (!) dökülüyor ve tek eşliler, bu kadar da değil yavruyu anne baba birlikte büyütüyor.
Çok romantikler!!!
Bir zamanlar binlerle ifade edilen sayıları bu gün çok azalmış durumda. Buna neden ne biliyor musunuz? Bura halkının bu kuşlara sevgisi son derece büyük,hatta göçmen olan bu kuşların ilçeye gelişi kurbanlarla kutlanırmış bir zamanlar,yok oluş nedeni DDT denilen tarım ilacı. Tarlalardaki zararlı böcekleri yiyerek beslenen bu kuşlar bir zamanların tarım ilacı DDT den zehirlenmişler ne yazık ki.
Bahar buralara çoktan gelmiş!
Halfeti sular altında kalmadan halkı daha yukarıya taşımışlar . Böylece "Eski Halfeti ,Yeni Halfeti " diye iki yerleşim yeri meydana gelmiş.
Halk yeni Halfeti'ye yerleşmek zorunda kalınca önceleri çok mutsuz olmuş , kolay değil tabii evden ocaktan olmak!
Yol boyu pek çok mağara gördük. Buralarda yaşam yakın zamana kadar sürmüş.
Motorlara doluşup Savaşan Köyü'ne doğru yol alıyoruz. Bu köy Atatürk Barajı yapılınca sular altında kalmış ama 200 kadar ev köyün yukarısında olduğu için kurtulmuş ,bu evlerde yaşam hala sürüyor.
Halk turizmi benimsemiş,son derece konuksever ve güler yüzlüler.
Beni en çok etkileyen işte bu görünüm! Onlarca fotoğrafını çektim her biri diğerinden daha hüzünlü ...
Terkedilmiş bir ev daha...
Harabe olmuş tabii , ne kadar ürkütücü ve bir o kadar da acı veren görüntüler bunlar değil mi?
Son gün yine Gaziantep sokaklarındaydık; Bey Sokağı,Sunay Akın "Oyuncak Müzesi" restore edilmekte olan Ermeni bir aileye ait eski Gaziantep evi ve daha bir çok yer ...
Keşke daha çok zamanımız olsaydı !
Mutlu bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!
Kalın sağlıcakla!
Halfetiyle ilgili görüntüler beni de çok etkiledi. Hem enteresan ama bir yandan da iç burkan bir tarafı var hakikatten. Aynı görsel beni de çok etkiledi doğrusu. Bu arada Gazianteple ilgili bir önceki yayına uzun bir yorum yazdığmı sanıyordum, gitmemiş sanırım, çok üzüldüm. Neyse onlarda da herbir detay birbirinden güzel. Bu gezi çok iyi olmuş, hakikatten de bahar oralara daha önce gelmiş sanki;) sevgi ve selamlar.
YanıtlaSilHandancığım önceki yorumun gelmedi canım :(
Silcok gitmek istiyorum oralara Colette bayildim bu geziye. merakla okuyorum.
YanıtlaSilBu sular altinda kalan koyler tam da dedigin gibi cok huzunlu. O evlerle beraber bir tarih, anilar, hikayeler de sular altinda kaliyor. :(
Harika bir gezi colette keyifle sursun.
Sevgiler
Gülçin bu hafta bir gazetenin pazar ekinde Halfeti'nin Türkiye'nin son "sakin şehiri " olduğunu yazıyordu.
SilEnteresan yerler gerçekten de...
Kültürü çok zengin.. insanların gönlüde zengin bu bölgelerimizde. çok teşekkürler bilgilendirici, güzel paylaşımlarınız için. :)
YanıtlaSilÇok klasik olacak ama çok doğru Sevgili Saadet"ülkemiz cennet" ,İnsanları ise o kadar konuksever ki ...
SilGüzel ziyaretin ve nazik yorumun için asıl ben teşekkür ederim!
Fotoğraflar harika, kelaynakların yuvaları da ayrı bi harika, dileyelim de yok olmasınlar, artsınlar, artmalarına izin verilsin...
YanıtlaSilSular altında kalan bölge gerçekten de insanı ürpertiyor :(
Teşekkürler bu güzel gezi için Nilgün hanım :) Sağolun, güle güle gezin, güle güle dönün...
Doğaya verilen her zararın sonuçları insanoğluna bedeli ödenemeyecek kadar ağır dönüyor ama...
SilEsenciğim buralara gitmeli hatta bir kere daha gitmeli.
Bu yayın ve yazıdan bir kez daha anladım ki doğada yaşam, eril cinsiyetli insanoğlunun iddia ettiği kadar çok eşli değil esasında...
YanıtlaSilKelaynaklar, penguenler, kuğular, kurtlar, kırlangıçlar tek eşliliği temsil eden sayısız hayvandan 1 hafta içinde sadece bizim yayınlarımıza takılanlar... Eğer tabiat örnekse, bunlar da örnek demektir.
Halfeti, hüznü ve yenilenmeyi, eski ile yeni arasındaki dönüşümün etki ve sonuçlarını, yaşama uyum denen şeyin ne menem bir olgu olduğunu, hayatın asla yerinde durmadığını ve insanoğlu olarak bizlerin doğal tahribatlarını anlatmak açısından çok çarpıcı olmuş...
Üzerinde düşünülecek ne çok ödev verdiniz Nilgün Öğretmenim....
Sevgiler
Ben de sizin Black Swan yazınızdan o kadar etkilendim ki bu yazınızın bazı paragraflarını facebookta yayınladım.
Silİnsanlar ders alırlar mı acep?
Uzun uzun baktim fotograflara, kelaynaklar icin uzuldum ve o DDT'lerden bizlerin de nasibimizi aldigimizi dusunup daha da uzuldum. Fotograflarin hepsi cok guzel ama su altinda kalan cami ve yalniz minare cok etkileyici. Fotograf ceken ellerinize, gezen ayaklariniza saglik. Ben de gezdim oralari sayenizde.
YanıtlaSilSorma Mink Kuş'um aslında zararı kendimize veriyoruz biz!
SilBu güzel yorumun için asıl ben çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle!
Muhacir kanım terk edilmiş evler, yurtlar görmeye dayanamıyor benim.
YanıtlaSilTülin orası çook hüzünlü :(
Silbu suların altında kaç binlik tarih yatıyor ne ilginç.tarihi mirasımız çok olunca biz de hor kullanıyoruz, nasılsa daha çok var deyip.tarihine sahip çıkmak ayrı bir kültür ve ne yazık ki biz de o kültür yok. para getiriyorsa tarihi eserler kıymetli oluyor, para getirmiyorsa üç beş çömlek oluyor.
YanıtlaSilçok doğru bir mevsimde gitmişsiniz, yaz sıcağında oralar pek çekilmezdi.
çok tatlı bir geziymiş, gözlerim şenlendi.
sadık erkeklerin sayısı da kelaynaklar gibi az zaten, kelaynak gibi soyu tükenmiş korunmaya alınması lazım :)
kelaynak ya da kuğu gibi eş bulmak şart mutlu evlilik için.
Filizciğim ben de öyle düşünüyorum,baksana bizde çook var daha harca harca bitmez mantığıyla taş toprak ne varsa tahrip etmişiz :( Ne acı ...
SilSıcak konusunda çok haklısın baksana bu hafta bile gitsek çok rahatsız olurduk.
Kelaynak ya da Kuğu gibi bi bir eş...hımm amin!
Ne güzel bir gezi bu fotoğraflarla gitmiş gibi hissettim kendimi. Kıbrısta yaşarken kapalı maraşı ziyaret etmiş ve hüzünlenmiştim terkedilmiş bölgeyi gördüğümde Halfeti de hüzün verdi bana..((
YanıtlaSilBuralar gerçekten de çok hüzün veriyor insana. Ben Kıbrıs'a gittim ama Maraş'ı ziyaret edemedik,demek oraları da hüzünlü ...
Sil23-24 mart ta gittik biz de hastanemizin düzenlediği geziyle.çok güzeldi çok hoşuma gitti urfa ve antep.resimleri görünce yine oralardaymışım gibi geldi.sevgiler
YanıtlaSilTıp Bayram'nı kutlamak için güzel bir gezi olmuş :)
SilBenden de size sevgiler!