Sinema günlerim "Anna Karenina "

İzmir ve soğuk birbirine yabancı iki kavram . Bu soğukta yapılacak çok şey yok. Açık hava gezileri bir süre ertelenecek ama sinema günleri için bulunmaz fırsat.

Bu hafta çok güzel filmler izledim. Dün bizde Kıyamet Günü adıyla gösterime giren Lo İmposible ve bu gün de kızlarla birlikte gittiğimiz Anna Karenina .

Kıyamet Günü temposu hiç düşmeyen bir Felaket filmi. 2004 deki Tsunami felaketini anlatıyor. Konusunu bu felaketi gerçekten yaşamış bir ailenin etrafında işleyen başarılı bir film . Çok etkileyici ama o kadar!

Ya Anna Karenina ....

Muhteşem bir görsel şölen! Anna Karenina !
Keira hiç bu kadar güzel görünmemişti gözüme!
Tamam kabul ediyorum "ben iflah olmaz bir romantiğim ! "

Tiyatro sahnesinde başlayan gösteri ilk önce biraz yadırganıyorsa da bence filme apayrı bir tat katmış. Hele bir dans sahnesi var ki büyülendim resmen! Bu güzelliği bale tadında verebilmek için sahne dekoru kullanmak çok akıllıca bir fikir gibi geldi bana!

Pek çok kez beyaz perdeye aktarılan bu ölümsüz eser her defasında bunca şaşırtabiliyorsa bizleri bunca başarı elde ediyorsa bunun nedeni hiç kuşkusuz kurgunun sağlamlığıdır. 

Aslında çok bilindik bir konu; "Günah iki kişiliktir ama bedelini her zaman kadınlar öder ! "

Bu bilindik konuyu işeyen Rus Edebiyatı'nın büyük ustası Leo Tolstoy olunca ne konu eskir ne de okumaya doyulur.

Her kuşak bu eseri zevkle okuyorsa,  Klasik Edebiyat hep- adı üstünde klasik olarak kalıyorsa -en azından bizim kuşağın kitap okuma sevgisini nereden ve ne zaman kazandığı da kolayca anlaşılır!

Kaçırmayın mutlaka izleyin ama lütfen sinemada!

Kalın sağlıcakla!