About Me

Fotoğrafım
İzmir, Türkiye
Yasemin kokulu bahçenin kedileri ve günlük halleri hakkında... ♥ The cats of a jasmine scented garden and its daily snaps. Les chats de jasmin parfumé jardin et ses clichés quotidiens .

31 Temmuz 2012 Salı

KÖPEKLE TATİL Mİ ?

  Dün ev işlerimi halletmiş olmanın verdiği rahatlıkla ve bu sıcakta dışarıya çıkmaya cesaret edecek kadar cesur olamamamın verdiği rehavetle PC başına geçtim ve neredeyse sabahtanberi bayram tatilimizi geçirecek yer arıyorum.  Küçük ,temiz, samimi ve denize mümkün olduğunca yakın butik otel ya da aile işletmesi ...
  Gürültü,patırtı,izlemeyeceğimiz animasyonlar,yapamayacağımız etkinlikler için boşa para vermek istemiyorum. Yurt dışı turları için  ise gelecek Kurban Bayramını hedefledik,hem hava daha serin olur hem de tatil süresi daha uzun. 
  Buraya kadar yazdıklarımda olmayacak şey yok gibi değil mi? Ama bu kez durum farklı,kızların hepsini anneme bırakıp ,biz gülüp eğlenirken onun kızlarla yalnız kalmasına gönlüm hiç ama hiç razı değil. Biz tatile çıkacağımız zaman annem kızların rahatı bozulmasın diye kalkıp bize gelir,Keşkül'ü sabah -akşam dolaştıracak biri için veterinerden yardım alınır,komşular site güvenliği sıkı sıkı tembihlenir ve günde bilmem kaç kez hem annemin hem de kızların hatırı sorulur. 
  Bu kez Keşkül'ü yanımıza alalım ,kedileri tüm eşyalarıyla annemin evine bırakalım ,hem annemin düzeni bozulmasın hem bizim içimiz rahat etsin dedik. Dedik ama pet kabul eden ve bizim isteklerimize uygun otel bulamadık :( Önerilenler ise ya denize çok uzak pansiyonlardı ya da peti bahçedeki kulübeye kabul edip hiçbir sosyal tesise almıyorlardı. Hayvanlardan hoşlanmayanlar olabilir kabul ederim. Sırf heves uğruna köpek alıp ,köpek eğitmenin neredeyse çocuk eğitmek kadar ciddi bir iş olduğunu kavramayıp çevreyi rahatsız edenler nedeniyle tatilde yakınında köpek istemeyenler de olabilir bunu da anlarım ama bizi kim anlayacak? Ben köpeğim adına garanti veririm ,Keşkül'ü tanıyan tanır bilen bilir ki ,o sosyalleşmesi mükemmel bir köpektir. Dışardaki davranışları beni her zaman gururlandırmıştır. Asla gereksiz yere havlamaz,tuvaletini gösterilen yerin dışında bir yere yapmaz ve Keşkül bizim tarafımızdan hemen temizlenir,dışkısı da yerden alınarak çöpe atılır. Yatağı dışında bir yerde yatmaz,havlusu ve diğer özel eşyaları her zaman temiz ve yedeklidir. 
  Henüz köpekle yaşamayı becerememiş bir toplum olduğumuzdan bizi anlayacak kişiler olsa da ,bizi kabul edecek eli yüzü düzgün işletme yok yok !
Ne yapalım şöyle bir karavan mı alalım acaba?
Herkese gönlünce tatil dileklerimle!








30 Temmuz 2012 Pazartesi

Bu aralar ben...


Misal size sorsam '' sıcağı hiç ama hiç sevmeyen bir insan ,ısısı 40 dereceye yaklaşan bir yerde yaşarsa ne yapar ? '' diye yanıtınız ne olur ? 
Sizi çok yormadan ben yanıtlayayım; sabah kalkar kalkmaz  hızlı hızlı ev işlerini yapar ki öğleye kadar bitirsin sonra açar klimayı başlar boyamaya... Neyse ki bu boya işinde eliniz her dakika suyun altında olmalı,fırça her kattan sonra iyice yıkanmalı,kap kaçak ,boyanın damladığı yerler zaman geçmeden temizlenmeli ,suyla bol bol oynanmalı yani...
Yazın tek güzel yanı günler uzun ,gün ışığından bol bol yararlanabiliyoruz ,bu da el işiyle uğraşmayı sevenler için bulunmaz nimet.




Fotoğraflarda benim küçük hobi odamı görüyorsunuz . Aslında bir bölümünü görüyorsunuz zira pek çok malzemem ya kutularda ya da fotoğraftaki kanepenin altındaki çekmecelerde;çünkü burası bana yetmiyor.Yünlerim,patchwork için kesilmiş kırpık kumaşlarım,etaminler,iplikler,tığlar, şişler hepsi ama hepsi kutularda ...
Evde kendime ayırabildiğim bir oda olduğu için çok şanslıyım ama burası da yetmiyor işte. Odada gördüğünüz gibi tek kişilik bir yatak da var, burayı konuk yatak odası olarak da kullanıyoruz. Bir yakınımız yatılı  geldi mi işte o zaman zor oluyor ,gelen konuğa ayıp olmasın diye tüm malzemelerimi topluyorum. Ayıp bir yana insanın içi daralır bu dağınıklıkta. Gelecek günlerde buraya esaslı bir dokunuş planlıyorum. Gelincikle yaptığımız uzuuun İkea ziyareti bir işe yaramalı öyle değil mi? Bol bol dekorasyon dergisi karıştırıp fikir almaya çalışıyorum .Daracık bir mekanı iki farklı kullanım  için dekor etmek meğer ne kadar zormuş...








Fotoğraflarda yeni projelerimden ipuçları da var :) Geçen hafta Atölye'ye gidebildim çok şükür de yeni çalışmalarım için malzemeler aldım. Cam ve galvaniz boyuyorum,hani ''bu sıcaklarda büyük objeler boyamayacağım '' demiştim ya sözümü tutuyorum:) Küçük objeleri boyarken hem zımpara ve cila işleri için evden çıkmaya gerek kalmıyor hem de ayrıntılarıyla uğraşırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum.
İngiltere'de yaşayan kardeşim ''İki İngiliz yanyana gelince hemen havalardan konuşur '' diyor. Bakıyorum da başta ben olmak üzere bloglarda bu aralar sıcaktan söz etmeyen yok gibi. Havadan sudan söz etmek bu olmalı ! 




Zaman zaman söylediğim gibi dünya ahvalini takip etmeyi bırakmasam da burada o konulardaki düşüncelerimi yazmak istemiyorum. Ancak kitaplarla olan dostluğum da sürmekte. Bu aralar yaz günlerinde çok iyi giden Amerikan popüler romanlarından ve serinin sonuncusu olan Dabbie Macomber'in  Mucizeler Dükkanına Dönüş ve İpek Çalışlar'ın Halide Edip biyografisini okuyorum. Sırada bekleyen kitabım ise Ahmet Şık'ın  Ooo Kitap'ı . Eh bir süre yeter bunlar bana ...
Bu günlük de benden bu kadar ,
Ben ve kızlar herkese çok güzel ,neşeli ve mümkünse birazcık serin bir hafta diliyoruz.
Kalın sağlıcakla!

27 Temmuz 2012 Cuma

Bizim evden sıcak hava etkinlikleri


 Keşkül traşlı halinden utandığı için bu pozu o  uyurken yakaladım :)


Bu sıcakta hala nasıl kucak ister bu kedi hiç anlamam :)


Evi sadece uyumak için kullanan Tagaddi 'nin yatak olarak  kendisine en olmadık yerleri seçtiğini söylemiş miydim ?


Sıcakta iştah falan kalmadığı için kahvaltılarımızı da oldukça hafif yapıyoruz.
Boyama faaliyetlerine ara vermiyoruz tabii. Bu da eski bir ahşap salata kasesinin geri dönüşümü. Bu havada Yılbaşı temalı oluşu da evde ayrı bir espri konusu oldu :)

Bu yıl kaydedilen 4. en sıcak  Haziran ayını yaşamışız ,Temmuz da bence geri kalmadı ; yakındır açıklanması .
Sıcak gerçekten çok sıcak.
Bizim evde son 15 gündür pek bir faaliyet yok. Bu sabah Gelincik'i evine yolcu ettik. Allah yolunu açık etsin !
Yaz başından bu yana şükürler olsun evimiz hiç boş kalmamıştı ,şimdi nasıl alışacağız bakalım ?
Kızlar pek neşeli değiller. Keşkül  derisinde başlayan yaralar nedeniyle epey yüklü bir ilaç tedavisi oldu,ardından ilaçlar alerji yaptı. Biraz rahatlasın diye traş oldu,o haliyle poz vermek istemediği için elimde fotoğraf makinesini görünce saklanıyor. Küdük kucağımdan inmemeye kararlı olsa da besbelli çok mutlu değil, iştahı kesildi. Tagaddi deseniz sıcağa aldırmadan sokak sokak gezmeye devam ediyor.
Ben de '' Buradayım ,her zaman yorum bırakamasam da sizleri izlemedeyim '' demek için uğradım.
Hafta sonu keyfiniz çok güzel ve özel olsun ,
Kalın sağlıcakla!

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Bir Kap Su / Teşekkürler TCHİBO








Siz zaten biliyorsunuz biz hayvanseverlerin kapılarında yaz kış sokak hayvanları için  bir kap su bulunur. Sabah -akşam tazelenen mamaları da... 
Tchibo'nun her hafta yenilenen teması bu hafta  kuyruklu dostlarımız için ne güzel sürprizlerle dolu bilemezsiniz. Ekonomik ama zevkli ve kaliteli ürünlerini severek aldığım bu markanın güzel jesti karşısında ne kadar şaşırdığımı ve bir o kadar da sevindiğimi anlatacak sözcükleri bulmakta zorlanıyorum.
'' Şimdi bu iki konunun birbiriyle ne bağlantısı var ? '' derseniz açıklayayım; Tchibo ''Sokak hayvanlarına gösterdiğim duyarlılıktan  dolayı bir kap suyla destek vermek istemiş '' ve bu güzel armağanını yollama nezaketini göstermiş.
Teşekkürler Sevgili Tchibo ,verdiğin desteğin sokaktaki canlar için ne denli önemli olduğunu anlatamam!
Tüm dostlarımın ve onların kuyruklu dostlarının güzel  bir gün geçirmelerini dilerim !


20 Temmuz 2012 Cuma

Atmıyoruz yeniliyoruz / Banyo dolabı


Banyoda kendi halinde duran İkea dolabın artık değişim vakti gelmişti :)


Hava çok sıcak olduğu için mutfakta çalıştım.

Önce  alt zemin tamamen kapanıncaya değin 4-5 kat krem rengine boyadım sonra zımpara ile eskitip üstüne bir de avcı yeşili ile antiguin eskitme yaptım. 
Kapatıcı kullanmadım,daha önce de cilalı  bir sehpa boyamıştım merak etmeyin gayet güzel kapanıyor. Zaten zımpara ile eskitme yapacağım için zeminin cilalı olması avantaj oldu.  
Görselleri yapıştırıp 2 kat tutkalladım. Her katın tam olarak kurumasını bekledim,hava sıcak olduğu için kolay kurudu.
Stencille kenarlarını süsledim.


Sprey vernikle cilaladım.


Fotoğraflar iyi çıksın  diye dolabı bahçeye taşıyan eşime teşekkür ederim !


 Küdük her zaman olduğu gibi gönüllü mankenlik yaptı.


Fener çok ilgisini çekti :)
Artık kullanıma hazır !
Hava sıcak benim hızım kesildi. Bu dolabı neredeyse 2 haftada tamamlayabildim. Yazın daha küçük objeler çalışmaya karar verdim çünkü boyarken gerçekten çok yoruldum. İşin zevkli kısmı süslemesiydi. 
Başladığım işi aklıma koyduğum sürede tamamlamazsam çok huzursuz oluyorum ,zaten evde yeterince ayak (!) var,bir de ortalıkta yarım işler olursa vay halimize ! 
Herkese mutlu bir hafta sonu dileklerimle ,
Kalın sağlıcakla !

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Evim Güzel Evim / Ev Alma Komşu Al




Bazen Tanrı'dan (evrenden ya da kime neye inanıyorsanız O varlıktan) bir şeyler isterken önünü ardını düşünemediğimiz oluyor. Bloglardan izlediğime göre çoğumuzun hayali sessiz ,sakin ,huzurlu bir yerde bahçeli bir eve sahip olmak. Gençler şehrin kalbinde,alış-veriş merkezlerine yakın olmayı yeğlese de biz yaştakiler artık huzuru ,sakinliği ve çocukluğumuzun sıcacık komşuluk ilişkilerini yaşayabileceğimiz yerleri arıyoruz yaşamak için. Yıllarca böyle bir düşü kovalayıp düşlerini gerçekleştirebilenler acaba ne derece mutlu? 
Yıllar önce bir oyun izlemiştim '' Tarla Kuşuydu Juliet '' diye. Oyun komedi türündeydi ve konusu Romeo'nun Juliet'e kavuştuğunu varsayıp ,vuslata eren büyük aşkın sonrasıydı. Romeo romantizmden uzak kaba saba bir erkeğe,Juliet de pasaklı dırdırcı bir eşe dönüşmüştü. Düş kabus olmuştu yani... Bizim düşümüz de bir şekliyle bu oyunun konusuna dönüşmek üzere . 
Sözü uzatmadan anlatayım. Dün akşamüzeri bahçeyi sularken sokaktan büyük bir gürültü geldi ,besbelli iki araba çarpışmıştı. Annem '' koş senin arabaya vurdular '' dedi. Ben ''Nasıl yani ?Benim araba sokakta park edilmiş vaziyette öylesine duruyor '' dedim ama merakla gittim baktım. Giderken ne olur ne olmaz diye de bekçiye seslendim. Maalesef yolun kenarında park edilmiş arabama birileri geri geri çıkarken vurmuş ve seslenmesem hiçbir şey olmamışcasına çekip gideceklerdi. ''Beyefendi pardon ama duran arabaya vurmayı nasıl becerdiniz? ''dememle arabadan orta yaşlı bir bey(!) çıktı ve ''Baksana hiçbir şey ''olmadı dedi. Uzatmayayım araba besbelli onun değildi,bu kraldan çok kralcı beyin oğlu olduğunu konuşmalarından anladığım gençten biri çıktı arabadan ve bana ''istersem kartını verebileceğini ama arabada bir hasar olmadığını '' söyledi . Kartı aldım cebime koydum,bekçiye ''bu kişileri tanıyor musun '' dedim,''abla çaprazına taşınan yeni komşular ''dedi . Yorumsuz !
Bu sabaha gelelim,ben kahvaltı hazırlıyorum içerdeyim,eşim de henüz işe gitmemiş bahçede birisiyle konuşuyor .Konuşma aynen şöyle; Karşı taraf ''ben eve mantolama yapacağım,iskeleyi de sizin bahçeden kuracağım,siz de izin vereceksiniz ! '' Eşim,'' bu işler bir günlük,komşuluk ömürlük,tabii yapın ama bahçeye zarar vermeyin dikkatli olun ! '' Karşı taraf ''siz evi yaparken nasıl gürültü yaptıysanız ben de yapacağım ! '' Eşim,''biz eve tadilat yaparken sitede henüz kimse oturmuyordu ama tabii gürültü olmuştur '' Ben dayanamadım '' bari bahçeye işçileriniz girmeden haber verin de görünce şok olmayayım '' ; Karşı taraf ''yok artık,o kadar da değil,söyleriz ! '' Yorum yok !
Demek ki ev alırken önce komşularımız kimler çok iyi bakmak gerekiyormuş? Paranın imanı satın aldığı dönemlerdeyiz.''Sen iyiysen herkes iyidir '' günleri geçiyor. Bu hızlı değişim beni çok üzüyor. Sözüne sahip olamayan,ağzından çıkan lafın nereye gittiğine aldırmayan insanlar besbelli günlük arkadaşlıkların peşindeler. Bu gün seninle yarın bir başkasıyla. Kalıcı dostlukların peşinde koşanlar bizim gibi  bir avuç dinozor galiba.
Bahçeme ait görsellere güzel ve mutlu bir yazı yakışırdı ama bu gün keyifsiz bir günümdeyim. Sizlere içimi dökmek istedim. Önümüzdeki günlerde şehirdeki evi bütünüyle kapatıp yerleşik yaşama geçmeyi planladığımız bu sitedeki evde komşularla besbelli ki ben pek anlaşamayacağım :( Umarım yanılırım ....
Varsa iyi bir komşunuz şimdi dört elle sarılın O'na...
Kalın sağlıcakla.

13 Temmuz 2012 Cuma

Çiftlik Hayvanları ve Doğa temalı çalışmalarım




  Tepsiyi ve panoyu  her ikisi de benim için çok değerli iki arkadaşım için boyadım. Güle güle kullansınlar!
 Tarzımı aşağı yukarı öğrendiniz. Country temalı çalışmaları seviyorum. Renk konusunda cesurum hatta çok cesurum. Yeşil ,kırmızı en çok kullandığım renkler,pastel tonlardaki çalışmaları kendim için yapmıyorum,bu tonlardan hoşlanan arkadaşlarıma hediye için boyuyorum,o kadar.
 Yukarıdaki çalışmalar çok içime sindi. Görseller Debbie Mumm'un 2012 takviminden . İnternetten sipariş verdim. İçindekileri görmeden aldım. Debbie Mumm'un desenlerini çok beğeniyorum ,''nasıl olsa güzeldir '' dedim ama açıkçası bunların dışında pek beğendiğim de olmadı. Sağlık olsun! Sipariş vermek isteyenler Amazon'dan Debbie Mumm a tıklayabilirler. 
 Dekoratif boyamaya meraklı ama çevresinde kurs olmadığı için gidemeyen arkadaşlar için yakın plan çekim de yaptım. Ben henüz bu işte çok yeniyim ama öğrenmeyi o kadar çok istemiştim ki şimdi yaptıklarımı paylaşmak beni inanılmaz mutlu ediyor.
Çiftlik teması yaza çok yakıştı aslında hem de söylemek istediklerime girizgah oldu :)
Kuşlar... Şimdi düğün sezonu ,anımsatmadan duramayacağım;düğünlerde bolca para verilerek atılan havai fişekler var ya,onlar kuşların yumurtlamasına,yavruların ölmesine,evcil hayvanların korkudan kaçarken araç altında kalıp sakatlanmasına hatta ölmesine neden oluyor. Lütfen duyarlı olalım. Biz gösteriş yapalım derken doğaya verdiğimiz zararın ne denli büyük olduğunu unutmayalım.
 Bir de nikah şekeri olayı var;TEMA vakfının davetli sayısı kadar ve sizin adınıza fidan diktiğini biliyor muydunuz? Kese kese ,yaka  yaka yurdumuzda orman kalmayacak. Bari bu kadarcık duyarlı olalım. Şekeri çikolatası yenip gerisi bir süre saklandıktan sonra çöpe atılacak bir dolu seçenek yerine böylesini tercih etmek bana daha mantıklı geliyor. En azından gençlerin bir dikili ağacı olur:)
Bu günlük de bu kadar. Sıcak çok sıcak bir haftaydı ,umarım hafta sonu biraz nefes alırız. 
Mutlu bir hafta sonu dileklerimle,
Kalın sağlıcakla !

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Cam boyama meyve tabağı, şekerlik ve...

 Kısa bir süre önce yolumuz kesişti sevgili Mehtap Hanım 'la  . Dekoratif boyamaya gönül vereliberi '' kim ne yapmış,neler yapmış ? '' diye araştırırken ... Kendisine bir çilek desenli peçete dekupaj tabak boyamış ki güzelliği anlatılacak gibi değil. Tabii tek boyaması bu kadarla sınırlı değil,siz artık bir zahmet ziyaret edersiniz bloğunu . Ne diyordum ? Tabağın desenine bayıldım ,benim de hanidir dikilmeyi bekleyen C.K. perde kumaşım var ,aynı desende. Kendisine peçeteyi nereden aldığını sordum ve bir de ne bakayım aynısını ve daha pek çok zevkli peçeteyle birlikte bana yollamış. Hem çok sevindim,gurur duydum hem de çok mahcup oldum. Bir daha ''bu ne güzelmiş nereden aldınız? '' diye kimselere sormam :) Çok teşekkür ederim sevgili Mehtap hanımcığım !
Şaka bir yana bloglardaki dayanışma ,dostluk kelimelerle anlatılacak gibi değilmiş meğer. Evime konuk olan iki satır yazıp hal hatır soran ya da yazmayan herkesi çok seviyorum. Verdiğim en iyi kararlardan biri blog açmak oldu. Bu zamanda bu kadar güzel dostluklar kuruluyor olması gerçekten    çok mutluluk verici.

İşte o meşhur peçete ve evde bir kenarda duran Paşabahçe'nin Borcam tabağı. Önce ve sonra yaptım ben de :) Hah ha! Yabancı bloglarda görüyoruz ya örneğini,bizim neyimiz eksik ayol ? 
Hızımı alamadım bizim evde yoğurt tüketiminin artmasına sebep olan Sütaş yoğurt kasesini de boyayıverdim. Bu kadar çok kase boyadım ama evde kalmıyor hiçbiri inanın ,arkadaşlarıma hediye ediyorum,güle güle kullansınlar !


Peçetelerin bir diğeriyle de patates ,soğan sepeti boyadım ve peçete dekupajı yaptım . Boyamayı çok seviyorum ,yaz döneminde kurslar devam etse de sıcaklarda evden çıkmaya çok üşeniyorum ,o nedenle  gidemiyorum. Ne yapalım artık,önümüzdeki döneme kadar evde ne var ne yok boyamaya devam...
Devamı gelecek,zira elimde tamamlanmayı bekleyen işler var,bitince hepsi aynı anda görücüye çıkacak gibi...
Herkese keyifli bir yaz dileğimle,lütfen kendinize çok iyi bakın !

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Küçük evimiz şenlendi




Geçen haftanın son günü benim için ve kuşkusuz kızlar için çok heyecanlı geçti. Önce benim kızları tanıyıp sonra onların ailesini, evini merak edip Evimi Seviyorum'a konuk olan sevgili Nurdan ve Nursun  ile sanal alemde başlayan tanışıklığımızı reel aleme taşıdık. 
Sanal alemde tanışıp dost olan kişilerin buluşması ne kadar heyecanlı oluyormuş meğer. 
Bir çoğumuz gibi bundan kısa bir süre öncesine kadar blogları izlemekle yetinen yorum yazmak konusunda hiçbir bilgi ve deneyime sahip olmayan ben, şimdi bloğumu yaşantımın önemli bir parçası olarak görüyorum.  Belki karşı komşumuzu seçemiyoruz ,akrabalarımızı hatta kimi zaman arkadaşlarımız dahi seçemiyoruz ama burada durum çok farklı. Birine konuk oluyoruz ,yüreklerimiz ısınırsa konukluğumuz sürüyor,yok  ısınmaz ise bir kereliğine mahsus olup evimize dönüp geliyoruz.
Uzaklardan hem de çok uzaklardan gelen iki konuğumla yolumuz  bilerek isteyerek kesişti.  Hayatları yoğun,işleri başından aşkın bu iki güzel insan tek bir günlüğüne- o da iş için- geldikleri İzmir'de sırf kızları ve beni görebilmek için evimize konuk oldular. Bu görüşme için ne kadar çabaladık anlatamam. Değişen proğramları,randevuları ve toplantıları arasından bu zamanı yaratmak pek zor oldu. 



İyi ki de geldiler! Saatler gece yarısını çoktan geçtiğinde dahi bir dakika susmamış,birbirini yıllardır görmemiş ama çook eskidenberi tanışan dostlar gibi hala konuşup gülüşüyorduk !
Kızlar da bu durumu o kadar kolay kabullendiler ki bir ara Tagaddi hepimizi şaşırtarak kucaklarında şekerleme yapmaya bile yeltendi. Keşkül ise ''çok konuk eşittir çok mama'' prensibini uygulayarak her çatal sesinde umuda yelken açtı. Küdük ise ''birbirlerine dalıp beni unuturlar '' zannıyla her fırsatta bahçe sınırlarını zorladı .
Küçücük el çantalarına yüreğime ,gözüme, gönlüme dokunan sayısız armağanı nasıl sığdırabildiler  inanın hiçbir fikrim yok !
Sevgili Nurdan hanım'ın elleriyle işlediği şahane etamin masa örtüsünü ''artık yerini buldu,buraya çok yakıştı '' diyerek bana uzatırken yaşadığım şaşkınlığı size nasıl anlatsam ? Ağzımdan ''Nasıl yani bana mı armağan ediyorsunuz,inanın ben bunu kızıma bile vermeye kıyamazdım'' sözleri dökülüverdi !
Çok güzel insanlarsınız sevgili Nurdan ve Nursun,hoşgeldiniz gönlümüze ! Her zaman gelin,yolunuzu sık sık bize düşürün! 
Bu geceye ait kareleri onların isteklerine saygı duyarak kendime saklıyorum . 
Sizin de hayatınız böyle güzel insanlarla zenginleşsin,haftanız çok güzel geçsin.
Kalın sağlıcakla! 

6 Temmuz 2012 Cuma

Her telden ama ciddi bir hafta sonu yazısı !

Yaz geldi geliyor derken temmuz ayının ilk haftasını da sonladık.
Bana göre yaz, sıcaktan şikayet etmektir,el işlerine geçici olarak ara vermektir,sabah akşam var olmaya çabalayan bahçemin çiçeklerine su vermektir. Mahallenin delisi olarak sokak kedilerinin su kaplarını kontrol etmek,onlara mama servisi yapmak demektir. Sitemize sokak köpeği giremediği için civardaki köpecikler ne yapar nereden su bulurlar benim için muamma olduğundan onlar için çaresiz kalmak demektir...
Bu mevsimde bloglarda da bir durgunluk vardır. Pek çoğumuz yazlıklarına ya da tüm yıl boyu düşünü kurdukları tatile giderken buraları pek ıssızlaşır. Oysa yazın günler uzundur,yapacak işler de pek çoktur. 
Burada yıllarca yaptıklarımdan çok, emekli yaşama geçişle birlikte yeni yeni el attıklarımı paylaşmayı yeğledim. İçimde uyuttuğum dikiş nakış,örgü ,tığ işleri ve boyama işleri gibi... Çevremde çalışma hayatı olmamış ya da çok kısa sürmüş arkadaşlarım da var. Çoğu benim yeni yeni emekleme aşamasında olduğum bu işleri çoktaaann yapmışlar da bıkmışlar ! Bazen böylesi daha iyi diye düşünüyorum,bir nev'i Benjamin Button misali tersten başlayan bir yaşam...
Öğretmenliğimin son yılları öğrencilerimin stresli ÖSS hazırlıkları nedeniyle pek yavan geçti. İlk yıllarda sınıfta kitap özetleri yapar,sınıf düzeyine göre okunan kitapları tanıtır ,gençlerde okuma alışkanlığının kazandırılmasında ciddi adımlar atardım. Sonraları okul yönetiminin de desteklemesiyle veliler sınıfta böyle etkinliklere karşı çıkmaya ''çocuklarının kitap okumaya ayıracak zamanları olmadığından bu ödevleri vermemem gerektiğini '' söylemeye başladılar. Derken benim Edebiyat derslerim Türkçe Dilbilgisi derslerine dönüşünce yaptığım işin de tadı kaçtı. 
Dikkat ettiyseniz yeni bir hayat yeni bir uğraş felsefem nedeniyle burada pek edebi sohbetlere girmem. Yurdumda ve dünyada olan bitenleri çok yakından izlediğim ve belli bir dünya görüşüm  olduğu halde sosyal konulara da pek değinmem. Türkiye gibi ülkelerde gündem çok hızlı değişir,birini hazmedemeden diğerine canınız sıkılır.
 Çok iyi bildiğiniz konularda bile hiçbir şey bilemez yapamaz duruma gelir ,kahrolursunuz ! Yıllardır çözüme ulaşmak şöyle dursun çözüm için adım bile atılmamış sorunlar için yetkililer daha ne beklerler bilemezsiniz. 
Sözümün nereye varacağını anlamak için bu sabah evinize giren herhangi bir gazeteye göz atmanız yeterli olur...






 Haydi bakalım tüm bunlara kafayı takıp da tadınızı kaçırmadan durabilirseniz eğer;
Herkese güzel bir hafta sonu dilerim !

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Tadilat sezonu açıldı !


 Bir süre benden ses çıkmazsa merak etmeyin. Önümüzdeki birkaç gün ev bu halde olacak. 
Uzuuun uğraşlar sonucu bulup gelmeye ikna ettiğimiz elektrik teknisyeni ve saz arkadaşları (!) tarafından ev istila edilmiş durumda. Neyse ki en azından söz verdikleri gün ve saatte işe başladılar. Umarım yine söz verdikleri günde işlerini bitirirler.
Herkese çok güzel bir hafta diliyorum,siz de bana kolaylıklar dilersiniz değil mi ?
Kalın sağlıcakla!

1 Temmuz 2012 Pazar

AOÇ Başkanlık Sarayı olmasın !




Normalde pazar günleri kimsenin ev haline karışmam. Hemen herkesin kendine , ailesine ayırabildiği tek gündür çünkü ama bu kez kapınızı çalmak istedim. 
Sevgili ASORTİK KREP bloğunda paylaşmış. AOÇ ( Atatürk Orman Çiftliği ) Başkanlık Sarayı yapılmak isteniyormuş. Ankara Mimarlar Odası bu uygulamaya karşı çıkmak üzere imza kampanyası başlatmış. Destek vermek isterseniz, http://www.mimarlarodasiankara.org/index.php?Did=4681&Page=1 bağlantısına tıklayabilirsiniz. 
İyi pazarlar !