Ben hiçbir tekirin bu kadar havalı ve kendinden emin olduğunu zannetmiyorum.Zannımca kendini Siyam kraliçesi olarak görmekte :)Poz vermeye bayılır.Adını bilir ve seslenince gelir...
Merak edenler için Tagaddi Arapça'da ''gıda alan''yani yemek yiyen anlamına geliyor.Yani pek çok arkadaşın zannettiği gibi Japonca değil.
Bundan 4-5 yıl kadar önce o zamanlar yalnızca hafta sonları gittiğimiz bahçeli evimizde ne zaman yemeğe otursak küçücük ,cılız ama inanılmaz sosyal bir tekir kedi gelir,kısmetini aldıktan sonra giderdi.
Bundan 4-5 yıl kadar önce o zamanlar yalnızca hafta sonları gittiğimiz bahçeli evimizde ne zaman yemeğe otursak küçücük ,cılız ama inanılmaz sosyal bir tekir kedi gelir,kısmetini aldıktan sonra giderdi.
Zamanla biz bu evde daha fazla zaman geçirir olduk,o da bize daha fazla takılmaya başladı.Baktım Keşkülle de iyi anlaşıyorlar düzenli olarak beslemeye başladım.Hatta onu yanımıza alıp İzmir'e döndük aşılarına başladık ki bir gün kapımız çalındı 'bizim kedi size geliyormuş ,kızım çok ağlıyor, kediyi verin ''diyen birisi evde miskin miskin uyuklamakta olan Tagaddi'yi kucakladığı gibi gitti.Ben tek kelime edemeden arkalarından bakakaldım ama üzüntüden kahroldum çünkü belli ki buncağız evin kızının yaz eğlencesi;yaz bitecek kedi gidecek...
Bir saat geçmeden baktım Tagaddi kapıda,kaçıp gelmiş, ben ''aman tatsızlık çıkmasın''diye bunu kucaklayıp geri götürdüm.Kucaklama ve getir-götürler 4-5 kez tekrar edince karşı taraf pes etti ''alın sizin olsun''dediler ama ben Tagaddi'yi yanıma alıp İzmir'e dönmeye cesaret edemedim.Ne de olsa mahallede yeniyiz ve kimseyi tanımıyoruz,birileriyle tartışıp canımızı sıkmaya niyetimiz yok.Yine de hafta içi yiyeceği mamayı bekçiye bırakıyor, onunla olmak için hafta sonunun gelmesini bekliyordum ama buncağızı eve de alamıyordum.
Bir kaç ay sonra bir gece penceremizin altında acı acı bir miyavlama duyduk ama o zamanlar bizim sitede pek oturan yoktu ,aşağı inip bakmaya çekindik.Sabah olup da kahvaltıya oturunca baktık ki bu gelmiyor çok merak ettik, aramaya başladık.Şimdi yeşil alan olan yer o zaman diz boyu dikenli ottu.Eşim lastik botlarıyla her otun dibine bakarken ben de inşaat halindeki evlere gire çıka buncağızı aramaya başladık.Neden sonra eşim seslendi boş bir bahçede doğum yapmış ve 3 yavrusu varmış.O kadar küçüktü ki anlayamamıştık bile...
Tuttuğumuz gibi eve getirdik,hemen yatak hazırladım,kolay yesin diye konserve mama aldım ve o da bize bir kaç saat sonra bir yavru daha vererek teşekkür etti.3 ay kadar el bebek gül bebek anne ve dört yavrusuna baktım .Tabii bu kızdan kopamadım,ilk işim yavrular sütten kesilince onlara yuva bulmak oldu.Bu kızı da kısırlaştırdım tabii.Yavrular yeni evlerinde Tagaddi bizde yaşayıp gidiyorlar...
Tagaddi olağanüstü zeki bir kedidir ,hayatında sokak yüzü görmemiş Küdük'ten kat kat akıllıdır ama bir kusuru vardır ,sıkıntıya gelemez.Evde çok uzun kalmaz ,2 gün evde kalsa canı sıkılır kaçar gider.Gider de mutlaka en geç bir gün sonra döner.
İşte böyle ,Tagaddi'nin öyküsü bu.Yemek saati ortaya çıktığı için adı Tagaddi kaldı.Küdük'ün öyküsünü başka bir gün anlatırım.Tabii okumak isterseniz.
Sevgiler,kedili günler...
tekiri görünce kendi tekirimi hatırladim kedimi kaybedeli 3 yıl oldu.senin tekire benziyordu 18 yıl kaldı bizimle 3 aylıkken şubat ayında 10. kattan düştü onu öyle bırakmadım bebek gibi yanımda çantada aylarca taşıdım ameliyat oldu platinler takıldı ondan sonrada yaşlılıktan böbrek yetmezliğinden kaybettik onun üzerine başka kediyi de alamadım.çok akıllıydı annemin bahçesine gömdük üzerine de çiçek ektik hep konuşurum gidince hayvan sevgisi çok güzel seni de taktir ettim arkadaşım
YanıtlaSilben onu yerim yerim çok tatlı maşallah ısırırım gıdışını yerim petişlerini ne kadar güzelsin sen yaaaa:))
YanıtlaSilMevdoş'um hayvanlar zamanla evin bireyi oluyorlar.O kadar seviliyorlar ki kayıpları büyük acı veriyor.Senin kedin sevilmiş,iyi yaşamış ve yaşlılıktan dolayı melek olmuş,darısı sokaktakilerin başına...Sevgiler,iyi haftalar...
YanıtlaSilChilek ye vallahi,birazcık huysuzdur ama sevilmeye hiç itirazı yoktur.İyi haftalar,sevgiler,kedili günler :)
kendide ismide huyuda pek tatlı bu minnoşun :)) hem ben küdükün de hikayesi keyifle okumak istiyorum:)
YanıtlaSilHikayesi de, şimdiki yaşayışı da benim Annecik'ime çok benziyor. Anneciğe de kısırlaştıktan sonra bir tombiklik ve asalet geldi. Git gide evin rahatlığına da alıştı. Ara sıra dışarı çıkıp çabucak döner oldu. Bize günden güne daha çok alışıyor. Eskiden sadece başını sevebiliyorduk, şimdi izin veriyor biraz okşanmaya, hatta kendiliğinde gelip sokulur, sürtünüz oldu. Çok seviyorum bu hayvanları yahu:)))
YanıtlaSilÇoook tatlı bu yaa. Komşumuzun siyam kedisi var, aynen dediğiniz gibi poz vermeye bayılıyor ve adı söylendiğinde dağları delip geliyor:)
YanıtlaSilcoletteciğim,
YanıtlaSil1.fotoğraf,müthiş....
ben dokunamam kediye ,köpeğe...uzaktan severim...
ama heveslendiriyorsunuz beni:)
Hikaye seninle ilgili öylesine güzel ipuçları veriyor ki, seni daha çok seviyorum...kalbi güzel arkadaşım benim ;){arkadaşım dedim ama izin verirsen tabi ;)}
YanıtlaSilMeyracığım Küdük'ün hikayesi yakında :)
YanıtlaSilZuzu teşekkürler,kediler pek alem oluyorlar öyle değil mi?
cepaynası,sen Tanrı'nın yeryüzündeki elisin,o eller binlerce canlının dünyaya gelmesine yardımcı oldu,ellerin kediye bir dokunsun bir daha ondan ayrı kalamazsın !
Sebiciğim genç arkadaşım benim,sen ne tatlısın ya!Ben de seni çook seviyorum.